Küresel ısınma, iklim değişikliği, çölleşme, arazi bozulumu, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kuraklık çağımızın en önemli sorunları arasındadır. Günümüzde, küresel arazi kaynakları üzerindeki baskı her zamankinden daha fazladır ve maalesef bu baskı artarak devam etmektedir. Hızla yükselen tüketim seviyeleri, başta toprağımız olmak üzere diğer doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı her geçen gün artırmaktadır.
Dünya genelinde, iklim krizi ve yanlış arazi kullanımına bağlı olarak oluşan çölleşme nedeniyle topraklar verimliliğini kaybetmekte, gıda üretimi azalmakta, işsizlik, zorunlu göç ve çesitli hastalıkların görülme sıklığı artmaktadır. Yaklaşık 2 milyar insanın doğrudan çölleşme ve kuraklıktan etkilendiği tahmin edilmektedir.
Milyarlarca insanı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen sessiz felaket "Çöllesme"ye dikkat çekmek ve arazi tahribatı konusunda halkın bilinçlenmesini sağlamak amacıyla 1994 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 17 Haziran'ı Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” ilan etmiştir.
Türkiye sahip olduğu coğrafi konumu topografik, klimatik ve toprak özellikleri itibarıyla çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır Ülke olarak sorumluluğumuzun farkındayız. İklim değişikliğinin artan etkilerini azaltma ve uyum sağlamaya yönelik olarak 2019-2030 yıllarını kapsayan "Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı" hazırlanarak uygulamaya geçilmiştir.
1970'li yıllarda yurdumuzda erozyonla taşınan toprak miktarı yılda 500 milyon ton iken bugün yaptığımız verimli çalışmalar sonucunda bu miktarı yılda 140 milyon tona düşürmeyi başardık. 2025 yılına kadar erozyonla kaybolan toprak miktarını yılda 150 milyon tona ve altına düşürme yolunda kararlılıkla ilerliyoruz.
Çölleşme Hassasiyet Haritası ile ülkemizin çölleşmeye karşı hassas alanlarını tespit ettik. Bugün bu haritaya göre ülke topraklarımızın yüzde 22,5'i yüksek çölleşme riski altındadır. Arazi Tahribatının Dengelenmesi Projesi kapsamında çölleşme ve erozyona hassas alanlarda gerçekleştirilecek her türlü faaliyetin belirlenmesi aşamasında karar vericilere yön gösterecek "Karar Destek Sistemi"ni kurduk ve titizlikle uyguluyoruz.
Toprakla olan bağı bin yıllara dayanan; toprağı türkülerine, şiirlerine konu eden; hayatının her noktasına taşıyan ve kutsal gören Türk medeniyetinin mensuplarıyız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak 780 bin kilometrekare vatan toprağımızı, çölleşme ve kuraklığa karşı "Özümüz Toprak, Sözümüz Korumak" prensibiyle azimle, şevkle ve kararlılıkla korumaya devam edeceğiz.
Toprak Geleceğimiz!