Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’nce 2017 yılı içerisinde planlanan uluslararası çölleşmeyle mücadele eğitimlerinin üçüncüsü Angola, Benin, Burkina Faso, Cezayir, Fil Dişi Sahili, Gana, Güney Afrika, Kamerun, Kongo, Madagaskar, Mozambik, Namibya, Nijer, Senegal, Somali, Tanzanya ve Zambiya olmak üzere 17 Afrika ülkesi ve Filistin ile birlikte 18 ülkeden 24 uzmanın katılımıyla 14 Ağustos 2017 tarihinde Konya’da başladı. Eğitimin açılışına Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürü Hanifi AVCI, ÇEM Genel Müdür Yardımcısı M. Mustafa GÖZÜKARA, DKMP 8. Bölge Müdürü Yılmaz KOCAMAN, Konya Orman Bölge Müdürü Muhammed ÇOLAK, MGM 8. Bölge Müdürü Yusuf ULUPINAR, DSİ Bölge Müdürü Yardımcısı Osman Nuri AKYALÇIN, Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdür v. Sedat YOKUŞ, çiftçi dernekleri ve akademisyenler katılım sağladı. Türkiye’nin çölleşme ve erozyonla mücadele faaliyetlerinin yer aldığı tanıtım filminin gösterilmesinin ardından açılış konuşmaları yapıldı. Konya Orman Bölge Müdürü Muhammed ÇOLAK yaptığı açılış konuşmasında; 1992 yılında gerçekleşen Çevre ve Kalkınma Konferansında ormansızlaşmanın gerek iklim değişikliği gerek bioçeşitlilik açısından çevre tehdidi oluşturduğuna yapılan vurguyu hatırlatarak, ormanların insanlık için önemine değinmiş, nüfus artışı ve sanayileşmenin ormanlar üzerinde yoğun baskıya neden olduğu ve ormana baskının her geçen gün artığının altını çizmiş, Bakanlığımızın en önemli görevlerinden birisinin ormanların korunması, ağaçlandırılma ve çölleşmeyle mücadele olduğunu ifade ederek, yapılan ağaçlandırma çalışmalarına değinen ÇOLAK, 2008-2012 yılları arasında Trakya büyüklüğünde bir alanda ormanlaşma ve rehabilitasyon çalışması yapıldığı, 1972 yılında 20,2 milyon ha orman varlığının, günümüzde 22,3 milyon ha ulaştığı, Bölge Müdürlüğü olarak 2017 yılı sonuna kadar yaklaşık 10 milyon fidanın toprakla buluşacağını ifade ederek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, FAO ve GEF işbirliği ile Konya kapalı havzasında yürüttükleri Sürdürülebilir Arazı Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Uygulaması Projesinin bu bölgeye faydasından bahsederek konuşmasını tamamlamıştır. Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi AVCI, Orman ve Su İşleri Bakanımızın selamını ileterek başladığı açılış konuşmasında; çölleşmeyi tartışmak için çölleşmenin ne olduğunu iyi anlamak gerektiğini ifade etti. Bugün çölleşme ve arazi bozulumu konusunda bizim yaşadığımız sorunların, dünyanın her yerinde yaşandığını, hali hazırda dünya topraklarının %25’inin bozulmuş olduğunu ve bunun sebebinin insan faaliyetleri olduğu kadar doğal nedenler olduğunu hatırlatan AVCI, sorunların üstesinden ancak tüm dünya ülkelerinin birlikte hareket etmesiyle gelinebileceğine vurgu yapmış, Türkiye’nin bu konuda elinden geleni yapmaya çalıştığını, özellikle TİKA ve diğer kurumlarımızla birlikte yürüttüğümüz bu tür eğitim programları gibi kapasite geliştirme projelerinin bunu gösterdiğini belirterek eğitimin faydalı olmasını ve özellikle katılan uzmanlardan ülkelerine döndükten sonra geri bildirim beklediğini, bu önerilerin bizim için önemli olduğunu ifade ederek konuşmasını tamamlamıştır. Açılış konuşmalarının ardından tekrar söz alan ÇEM Genel Müdürü Hanifi AVCI tarafından, Türkiye’de Çölleşmeyle Mücadele, Erozyon Kontrolü ve Ağaçlandırma Faaliyetleri konulu sunum gerçekleştirilmiştir. Avcı, günümüzde iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklığın önemli problemler olarak karşımıza çıktığını belirtmiştir. Türkiye’nin iklim değişikliğinden fazlaca etkilenen ülkelerden biri olduğu, kuzey bölgelerinin daha yağışlı, orta ve güney bölgelerin kurak bölgeler olduğu, dağlık bir ülke olduğu, yer şekilleri, iklim ve toprak karakteristiğinden dolayı Türkiye'de farklı ekosistemler görüldüğü, ancak bunun ülkemiz için bir avantaj olduğunu belirterek, 12.000 çeşit bitkinin bulunduğu, bunun 3.600’nün endemik tür olduğunu ifade etmiştir. Ülkemizin sel, taşkın ve erozyona karşı fazla duyarlı olduğunu söyleyen AVCI, artan sıcaklıklar ve iklim değişikliğinin bunu etkilediğini hatırlatarak, Türkiye’nin orman varlığını artıran sayılı ülkelerden biri olduğunu, Bakanlık tarafından yapılan çalışmalarla orman varlığının 12 yılda 9 milyon hektar arttığını, 2023 hedefinin %30 olduğunu belirtmiştir. Çölleşmeyle mücadelede öne çıkan konuların kuraklık yönetimi, su yönetimi ve ormancılık faaliyetleri olduğu, bunun yanı sıra, ağaçlandırma, erozyon kontrol çalışmaları, bozulmuş orman alanlarının rehabilitasyonu ve mera rehabilitasyonunun da etkili yöntemler olduğunu belirterek, Türkiye’de 8.5 milyon hektar alanda çalışma yapıldığını ve her yıl erozyon kontrol çalışmaları için 80.000 ha alanda çalışma yapıldığını ifade etmiştir. Bakanlıkça hazırlanan Ulusal Eylem Planı halka açıklandığında, aslında topluma da bir söz verildiğine dikkat çekerek, eylem planlarının uygulanmasında toplumun denetmen konumunda olduğunu ve böylece yapılan tüm işlerin toplumun denetiminden geçtiğini ve emin adımlarla ilerlediğini belirtmiştir Genel Müdür Hanifi AVCI, Son 5 yılda 11.000 km, yol boyu ağaçlandırma yapıldığını, Ulusal Ağaçlandırma Eylem Planı kapsamında 100 milyon fidanın halka ücretsiz dağıtıldığını belirterek, fidan üretiminin çok önemli olduğunu, 400’den fazla tür fidan üretildiğini ve bu çalışmaların gen kaynaklarının korunması açısından çok önemli olduğunu söylemiştir. Son zamanlarda, ülkemizde iklim değişikliğinin sonucu olarak çok ani ve şiddetli yağışlara maruz kalındığını ve bu yağışların erozyon, sel ve taşkınlara sebep olduğunu ifade ederek, yapılan ağaçlandırma çalışmalarının yağış rejimini düzenleyebileceğine dikkat çekmiştir. AVCI, yapılan çalışmalarda bölge halkının ikna edilmesi ve desteklerinin alınması için iyi örneklerin halka gösterilmesinin önemine vurgu yapmış, özellikle mera teraslarının yapılması konusunda toplumun desteğinin alınmasının gerekli olduğunu belirtmiştir. Rüzgar erozyonuyla mücadele kapsamında yapılan tarla kenar ağaçlandırmalarından bahsederek, Konya Altınova TİGEM çalışma sahasında yapılan rüzgar erozyonu perdelerini örnek göstermiş, bu rüzgar perdeleri sayesinde toprağın rüzgarlarla yer değiştirmesinin önüne geçilebileceğini vurgulamıştır. Kuraklık yönetiminin öneminden de bahseden Genel Müdür AVCI, çölleşmeyle mücadele ve kırsal kalkınmanın olabilmesi için kuraklık yönetiminin şart olduğunu, kuraklık yönetiminde erken uyarı sisteminin öneminin büyük olduğunu, erken uyarının çalışma yapılan bölgenin geçmişteki iklim şartlarını bilmek ve gelecek için tahminde bulunmak anlamına geldiğini söylemiştir. Son olarak yağış rejimlerinin düzensizliğinden dolayı su biriktirmenin öneminden bahsetmiş, bu konu ile ilgili bakanlığımızca yapılan barajların ve göletlerin ne kadar yerinde çalışmalar olduğunu ifade etmiş ve başarıya ulaşmak için tüm paydaşların birlikte çalışması gerektiğini söyleyerek sunumunu tamamlamıştır. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Uzmanı Halil İbrahim OKUR tarafından yapılan sunumla devam eden programda, OKUR, TİKA’nın faaliyetlerine ilişkin olarak detaylı bilgilendirme yapmıştır. 1992 yılında kurulan TİKA’nın Afrika ülkeleriyle işbirliği faaliyetlerini büyük bir ivmeyle sürdürdüğünü, bu işbirliğinde STK’lar, kamu kurumları, üniversiteler gibi farklı birçok kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket ettiklerini, Türkiye’nin deneyimlerini ülkelerle paylaştıklarını, amaçlarının ülkelerdeki yoksulluğun ortadan kaldırılması, sürdürülebilir sosyal ve ekonomik gelişimin sağlanması olduğuna vurgu yapmıştır. Ülkelerin kalkınma programlarını operasyonel faaliyetlerle destekleyerek kurumsal kapasitelerini geliştirdiklerini, bunu gerek Türkiye’de düzenlenen eğitim programlarına davet edilen uzmanlara verilen eğitimlerle gerek Türkiye’den uzmanlar göndermek suretiyle ev sahibi ülkelerde düzenlenen eğiticilerin eğitimi programları şeklinde yaptıklarını belirtmiştir. Okur, bu faaliyetler için gerekli bütçenin kaynağının kamu bütçesi olduğunu ve bütçenin şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi dahilinde yönetildiğini, kaynakları verimli ve etkin şekilde kullandıklarını, 2002’de 8.5 milyon dolar olan bütçenin, 2016’da 6.2 milyar dolara ulaştığına dikkat çekerek, Orta Doğu, Afrika ve Asya’yı kapsayan büyük bir coğrafyada, 53 ülkede 55 ofis ile çalışmalarına devam ettiklerini yardım bütçesinin ve coğrafyasının her yıl katlanarak arttığını ve daha da genişleyerek devam edeceklerini ifade ederek sunumunu tamamlamıştır. İki gün boyunca Konya’da teknik sunumlar ve arazi gezilerinin yapılacağı Eğitim Programı, Mersin’de yapılacak arazi gezileriyle devam edecektir.
|