Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ev sahipliğinde Nisan ayında yapılacak Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu 10. Oturumu'na hazırlık niteliğindeki "Bölgemiz ve Ötesi Ormancılık Toplantısı" sona erdi. Toplantıya, Türkiye tarafından ortaya atılan "Orman Fonu" oluşturulması damga vurdu.
Orman varlığı az olan, çölleşme ile mücadele eden az gelişmiş ülkelerde ağaçlandırma ve ormanlaştırma çalışmalarının yapılması maksadıyla gönüllülük esasıyla bir “Orman Fonu” oluşturulması gerekliliği ilk kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 2009 yılında Kopenhag’ta düzenlenen İklim Değişikliği Konferansında ortaya atılmıştı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu öneriyi hatırlatarak, Nisan ayındaki Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu 10. Oturumunda Türkiye'nin bu konuda destek beklediğini ifade etti.
Prof. Dr. Eroğlu, "Birleşmiş Milletler parayı topluyor ama neredeyse yarısı kayboluyor. Halbuki Türkiye çok daha az parayla BM'nin on katı hizmet ediyor. Bizim insan sevgimiz var. Kültürümüzde, dinimizde bu var. Türkiye'nin Afrika'ya yaptığı 1,5 milyar dolarlık yardım, 150 milyar dolarlık yardımdan daha etkili oluyor. Bunu da yeterli görmüyoruz. İşbirliği imkanlarını daha da geliştirmenin, yoksulluğu yenmenin gayreti içindeyiz" diye konuştu.
New York'ta yapılan dokuz toplantıda havanda su dövüldüğünü belirten Prof. Dr. Eroğlu, Türkiye'nin her ülkeyle ilgili eylem planı hazırladığını, bu planda ağaçlandırmadan baraja kadar her şeyin olduğunu kaydederek, "Bu şekilde hareket edersek neticeye varırız. Yoksa havanda su döveriz. Türkiye olarak çalışma grupları oluşturduk dileyen ülkeler bu gruplara dahil olabilir" dedi.
Toplantıya katılan Arnavutluk, KKTC, Mısır, Kırgızistan, Somali, Fas, Nijer, Filistin, Tacikistanlı Bakanlar ve Bosnalı Bakan Yardımcısı, Türkiye'nin "Orman Fonu" önerisine tam destek verdi.
Somali Tabii Kaynaklar Bakanı Abdirizak Omar Mohamed, "Orman Fonu"nun yeni bir inisiyatif olduğunu ve bu rolü Türkiye'nin üstlenmesini istediklerini söyledi. Birleşmiş Milletlerin harcamalarının çok fazla olduğuna dikkati çeken Somalili Bakan, ayrıca fonlara faydalanamadıklarını, bu girişimi Türkiye'nin başlatması halinde yardımlara daha kolay ulaşabileceklerini söyledi. Türkiye'nin ortaya attığı "Orman Fonu"nun Nisan ayındaki toplantının en önemli gündem maddelerinden olması bekleniyor.
8-19 Nisan 2013 tarihleri arasında ilk kez New York dışında İstanbul'da yapılacak olan BM Ormancılık Forumu 10. Oturumu (UNFF-10) için ön hazırlık niteliğindeki “Bölgemiz ve Ötesi Ormancılık Toplantısı” 21-22 Ocak 2013 tarihlerinde gerçekleştirildi.
Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen ön hazırlık toplantısında Türkiye Cumhuriyeti, Mısır, Kırgızistan, Fas, Nijer, Filistin, Somali, Arnavutluk, Tacikistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanları iştirak ederken, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan da üst düzey temsilciler katıldı.
12 ülkeden çok sayıda katılımcının iştirak ettiği hazırlık toplantısında, ormancılığın önemi, küresel iklim değişikliği, orman zararlıları ile mücadele ve yöntemleri, yeşil ekonomi, ormancılığın finansmanı, orman yangınları, biyolojik çeşitlilik, ormanların korunması ve sürdürülebilirliği gibi konulara ilişkin başlıklar görüşüldü.
Genel Müdürümüz Sayın Hanifi AVCI’da 22 Ocak 2013 tarihinde UNFF 10 Hazırlık Toplantısı IV. Oturumu’nda “Yukarı Havza Rehabilitasyon Çalışmaları” konulu bir sunum yapmış (Türkçe sunum için tıklayınız), (İngilizce sunum için tıklayınız) ve entegre havza yönetimine dikkat çekmiştir. Bakanlığımızın yeni yapılanmasında Çölleşme ve Erozyona Mücadele Genel Müdürlüğü’nün havzayı yöneten ve uzman yetiştiren bir kurum olarak oluştuğunu belirtmiştir. Havza tanımının kurumlara göre değiştiğini söylemiş ve ormancılık teşkilatı kurulurken Doğa Koruma ve Milli parklar Genel Müdürlüğü, Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Orman-Köy İşleri Genel Müdürlüğü birlikte kurularak aslında havza temelli bir düşüncenin varlığının her zaman olduğunu vurgulamıştır. Bir rehabilitasyon yapılırken o alanın özelliklerinin dikkate alınmasını öneminin altını çizen Avcı orman amenajman planlarında ekosistem tabanlı, havzayı temel alan planlama yaklaşımının benimsenmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca havza ıslahında kurumlar arası sinerjinin olması gerekliliğine dikkat çekerek ve yukarı ve aşağı havzanın sorunlarının birbirinden farklı olduğunu projelerde bütün çıkar gruplarının ihtiyaçlarının dikkate alınması gerektiğini söylemiştir. Türkiye’nin çok kısa mesafede değişen bir ekosistem yapısına sahip olduğunu belirterek, eski toprak haritalarının yenilenmesi gerekliliğini vurgulamıştır. Erozyonun denizel hayat ve biyoçeşitliliğin devamı için gerekli olduğunu ancak aşırı erozyonla mücadele etmenin önlenmesinin öneminin altını çizmiştir. Türkiye’nin bu alanda büyük tecrübelere sahip olduğu ve bu tecrübelerin yurtdışına aktarılması gerektiğini belirtmiştir. Bu anlamda Çölleşme ve Erozyona Mücadele Genel Müdürlüğü’nün uzman yetiştirmeye büyük önem veren bir kurum olduğunu ve diğer kurumlardan uzmanlaşmak isteyenlere de kapıların her zaman açık olduğunu bildirerek sözlerini tamamlamıştır.
