5. Uluslararası Kum ve Toz Fırtınaları Çalıştayı, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Cumali KINACI, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü M. Mustafa GÖZÜKARA, Meteoroloji Genel Müdürü İsmail GÜNEŞ, Su Yönetimi Genel Müdürü Dr. Bülent SELEK, Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete SAATCİ, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet KARACA, Çölleşme ile Mücadele Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Sekretaryası, Dünya Meteoroloji Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Çevre Programının yanı sıra, 13 ülke (İran, Ürdün, Lübnan, Afganistan, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Rusya, Somali, Katar, Umman, Moritanya ve Senegal) ve Üniversitelerimizden Akademisyenlerin de içinde bulunduğu 74 kişi ve 30 yabancı uzmanın katılımıyla İstanbul DSİ 14. Bölge Dragos Eğitim Tesislerinde başladı. 23-25 Ekim 2017 tarihleri arasında İstanbul da gerçekleştirilmekte olan 5. Uluslararası Kum ve Toz Fırtınaları Çalıştayı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü (ÇEM)ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tanıtım filmlerinin gösteriminin ardından açılış konuşmaları ile devam etmiştir. ÇEM Genel Müdürü M.Mustafa GÖZÜKARA ve MGM Genel Müdürü İsmail GÜNEŞ düzenleyici kurum yöneticisi olarak hoş geldiniz konuşmaları yapmışlardır. ÇEM Genel Müdürü M. Mustafa GÖZÜKARA; Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile birlikte tertiplediğimiz “Orta Doğu Toz Kaynakları ve Etkileri konulu Uluslararası 5. Kum ve Toz Fırtınaları” Çalıştayı’na ev sahipliği yapmaktan ve bu vesileyle katılımcılarla birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir. Kum ve toz kaynaklarını oluşturan kurak alanların yeryüzünün %41 ini oluşturduğunu ve bu alanların küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek kırılgan hassas ekosistemler olduğunu vurgulamıştır. İklim değişikliği; kurak alanlarda uzun süren kuraklıklar, yoğun ısı dalgaları, yoğun yağış ve şiddetli fırtınalar gibi olayların sıklığında, büyüklüğünde ve şiddetinde artışa neden olmasının beklendiğini ifade etmiştir. Bütün bunların sonucunda yağışlarda azalma, ekolojik zincirde kopmalar, erozyonda, orman yangınlarında vb. olayların artmasının beklendiğini, böylece şiddetli rüzgarların etkisiyle kurak alanlarda bulunan gevşek toprak yüzeylerindeki kum ve toz parçacıklarının çok uzak mesafelere taşınarak insan sağlığını, tarım alanlarını, altyapı tesislerini ve ulaşım sistemlerini ciddi manada olumsuz etkileyeceğini vurgulamıştır. Her ne kadar kum ve toz fırtınalarının büyük bir kısmı doğal bir olay olarak karşımıza çıksa da; iklim değişikliği, yanlış arazi kullanımı ve arazi tahribatı gibi sebepler; Kum ve Toz fırtınalarıyla mücadele ederken insan faktörünün dikkate alınması gerektiğini bizlere hatırlatmıştır. Ayrıca bu konularda ülkelerin birbirlerinden öğrenecekleri, paylaşacakları çok şeylerin olduğuna, birlikte yapacakları ortak çalışma ve projeler ile bu işbirliğinin dahada çok artırılacağına inandığını, 5.sini düzenlediğimiz Kum ve Toz Fırtınaları Çalıştayı'na katkı sağlayan ülkelere, uluslararası kuruluşlara ve tüm katılımcılara şükranlarını ifade etmiştir. MGM Genel Müdürü İsmail GÜNEŞ; Türkiye'nin coğrafi konumu itibariyle dünyadaki en önemli iki toz kaynağı olan Afrika ve Orta Doğu kaynaklı çöl tozlarının etkisi altında kaldığını belirtmiştir. Toz taşınım modelleri ile yapılan tahminlerin ilgili kuruluşlar tarafından gerekli olan tedbirlerin alınması bakımından daha da çok önemle üzerinde durulması gerektiğini vurgulamıştır. Bölgemiz için ihtiyaç duyulan yüksek çözünürlüklü toz tahmin çalışmalarımız Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi ve Barselona Süper Bilgisayar Merkezinin desteği ve işbirliği ile eş güdümlü olarak sürdürmekte olduğunu ifade etmiştir.Ayrıca çalıştaya katılım sağlayan ve katkı veren tüm katılımcılara teşekkürlerini sunmuştur. Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sekretaryasından Utchang KANG Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine ve çalıştaya katkı verenlere teşekkürlerini sunmuştur. Birleşmiş Milletler Çevre Programından (UNEP) Gemma SHEPHERD Orman ve Su İşleri Bakanlığına böyle bir çalıştay düzenledikleri için teşekkürlerini sunmuştur. Dünya Meteoroloji Örgütünden (WMO) Enric TERRADELLAS; Dünya Meteoroloji Örgütü yıllar boyunca kum ve toz taşınımı üzerine birleşmiş milletler kuruluşları ile koordineli olarak çalışmalar yaptıklarını, kum ve toz fırtınası (SDS) problemlerini azaltmak ve küresel değerlendirmelerde ortak çalışmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak katılımcılara ve çalıştayı düzenleyen Türkiye’ye teşekkür ederek konuşmasını sonlandırmıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet KARACA; toz taşınımının uzun vadeli bir iklim problemi olduğunu belirterek konunun önemine binaen yapılan çalışmaların azlığına vurgu yapmıştır. Toz transferlerinin iklim değişikliğine etkisi konusunda almamız gereken çok fazla yolumuz olduğunu ifade ederek katılımcılara ve çalıştayı düzenleyen Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na teşekkür ederek konuşmasını sonlandırmıştır. Son olarak da Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Prof. Dr. Eroğlu, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Çölleşmeve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen "5.Uluslararası Kum ve Toz Fırtınalara Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, dünyayı tehdit eden önemli bir mesele olan konunun, enine boyuna uluslararası kuruluşlar tarafından ele alınması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Eroğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı'nı iki yıl önce başarılı şekilde Ankara'da gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Konferans gereğince, Türkiye olarak Pan Afrika adıyla kurulan birliğe destek vermeye gayret ettiklerini belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bölgeye çok sayıda tohum ve fidan gönderdiklerini, maddi destek verdiklerini söyledi. BM'nin ilgili kurumlarının da toz kaynaklarının olduğu bölgeye destek vermesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Eroğlu, bu bölgelerde yeşillendirme, rüzgâr erozoyununu, kum ve toz fırtınalarını önleme çalışmalarının yapılmasının esas olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "O bakımdan biz buna devam edeceğiz. Türkiye olarak biz özellikle bu bölgelere çok büyük destek veriyoruz. Türkiye,özellikle fakir ülkelere her açıdan büyük destek veriyor. Özellikle gayri safi milli hâsıla başına Türkiye şu anda dünyada en çok destek veren ülke konumunda.Suriye'den gelen 3,5 milyon insanla, Irak'tan ölüm korkusuyla Türkiye'ye sığınan ve hiçbir ayrım yapılmadan, onların milletine, dinine bakmadan onları kurtarmak için biz kucağımızı açtık, kabul ettik. Şu ana kadar herhalde 50-60 milyar dolarlık yiyeceği, giyeceği, eğitimi, barınma için büyük bir destek verdik. Bu yüzden bizim bu konuda gerçekten ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor. Onun için yapılacak şey, ağaçlandırma çok önemli. Biz ağaçlandırmaya, erozyonla mücadeleye çok büyük bir önem veriyoruz.Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2008'de 'Büyük bir ağaçlandırma seferberliği başlatalım.' dedi. O zaman 2 milyar fidanı toprakla buluşturduk.Aşağı yukarı 4 milyon hektardan daha fazla bir alanı ağaçlandırdık." Prof. Dr. Eroğlu, bunların ardından ülke çapında yeni seferberlikler başlattıklarını dile getirerek, "Bu seferberlikler içerisinde şu anda 3 milyar 800 milyon fidanı toprakla buluşturmuş durumdayız.Esasen Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı'nda bütün katılımcılara şöyle bir söz verdik; biz dedik 2023 yılına kadar dünyadaki her insan için toplam 7 milyar fidanı toprakla buluşturacağız. Çünkü bir hedef koymazsanız, hedefe ulaşmak mümkün değil. Dolasıyla bizim bakanlığımız bu hususta kısa, orta, uzun vadeli planlar yapıyor. Çünkü özetle, rotası olmayan geminin ulaşacağı liman yoktur. Bu yüzden bizim de her konuda rotamız var." diye konuştu. Bakan Prof. Dr. Eroğlu, tüm Türkiye'nin su meselesini halletmek için 2071 yılına kadar her şeyin planını yaptıklarını vurgulayarak,sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye yarı kurak iklim bölgesinde, su açısından zengin ülke değiliz. Şu anda bu sene 44 yılın kuraklığını yaşıyoruz. Netice itibarıyla gerçekten buna rağmen su sıkıntısı çektirmedik. Şu anda bütün Türkiye'de suya erişim yüzde 100'dür. Bu konuda ağaçlandırma dışında,erozyonla mücadelenin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Türkiye son derece engebeli bir arazi. Bu bakımdan erozyon riski çok daha yüksek. Biz bu konuda da çok büyük bir seferberlik gerçekleştirdik. Bütün Türkiye'de orman teşkilatı, ağaçlandırma, meraların ıslahı, yeşillendirme çalışmaları gibi faaliyetler yürütülüyor. Biz kendi bilgilerimizi kendimize saklamıyoruz. Bütün dünyaya kapılarımızı açtık. Özellikle erozyonla mücadele ve toz taşınımıyla ilgili Afrika'dan, Orta Doğu'dan, Orta Asya'dan, Balkanlar'dan pek çok uzmanı getirdik, onları özellikle burada eğitiyoruz. Bilgi ve tecrübemizi aktarıyoruz." Erozyonda en önemli şeyin sulak alanların korunması olduğuna işaret eden Prof. Dr. Eroğlu, sulak alanları korumak için de çok büyük bir seferberlik yaptıklarını, bu çalışmalar doğrultusunda pek çok kurumuş sulak alanı yeniden kazandıklarını anlattı. Data verileri için bir merkez oluşturulması gerektiğini belirterek, verilerin karşılıklı aktarılmasının önemine değinen Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu anlamda BM'ye, Dünya Meteoroloji Teşkilatı'na çok önemli görevler düştüğünü ve Türkiye olarak üzerlerine düşen görevi yapmaya gayret edeceklerini söyledi.
|
|