Türkiye içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları, erozyona karşı hassasiyetini artırmaktadır.
Erozyon ile taşınan toprakla birlikte organik madde de taşınmakta, toprakların verimliliği azalmaktadır. Taşınan rusubat ile birlikte barajlar, belirlenen ekonomik ömürlerinden çok önce dolmakta, meydana gelen sel ve taşkınlar can ve mal kayıplarına sebep olmaktadır.
Toprakların korunması, tabii kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve gıda güvenliğinin sağlanması için erozyonla mücadele edilmesi zorunludur.
Toprağı erozyona karşı koruyan en önemli etken bitki örtüsüdür. Ormanların, toprak erozyonunu azaltıcı, hatta tamamen engelleyici etkileri olduğu, çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur.
Ağaçlar, milimetre ile ifade edilebilecek derecede ince köklerden, çok kalın kazık ve dalıcı köklere kadar değişik çap ve uzunluktaki köklere sahiptir. Bunlar toprağı bir ağ gibi sarar ve toprağın doğal kuvvetlerle taşınmasını engeller.
Ağaçlar, toprakla temas ettiği yerde kalın bir kök boğazı geliştirir. Gövdeleri, kökleri ,oluşan ölü örtü ve humus tabakası ile yamaç eğimi yönünde aşağı doğru yüzeysel akışla gelen yağış sularının akış hızı mekanik engelleme ile azaltılır. Böylece suların hem sürükleyici gücü azalır, hem de toprağa sızan miktarı artar.
Bunun yanısıra orman ağaçları dalları ve bunlar üzerindeki yapraklarıyla, yağmur taneciklerinin toprağa vurucu ve parçalayıcı etkilerine karşı bir kalkan oluşturur.
Beş Yılda 2 Milyar Fidan…
2008 yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca başlatılan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı (2008-2012) kapsamında, 2.300.000 hektar alanda planlanan ağaçlandırma, rehabilitasyon, erozyon kontrolu ve mera ıslahı çalışmalarında hedefler aşılarak 2.429.604 hektar alanda 2 milyar fidan dikilerek büyük bir ağaçlandırma ve erozyon kontrolü seferberliği gerçekleştirildi.
Dünyada pek çok ülkede orman varlığının azalmasına mukabil, Türkiye’de yapılan ağaçlandırma, erozyon kontrolu, bozuk ormanların rehabilitasyonu mera ıslahı, çalışmaları ile orman varlığımız 1972 yılında 20,2 milyon hektar iken, 2012 yılı itibarıyla 21,7 milyon hektara ulaşmıştır.
Türkiye Dünya’da Orman Varlığını Artıran Ender Ülkelerden Biridir…
Türkiye 1973 yılında 8.856.457 hektar olan verimli orman varlığını 2.702.211 hektar arttırmak suretiyle 11.558.668 hektara çıkartmıştır. Bu çalışmanın 900 bin hektarı Son 10 yılda gerçekleştirilmiştir.
Bu başarıda son 10 yılda yapılan çalışmaların katkısı oldukça önemli yer tutmaktadır.
Türkiye’de Erozyon Azalıyor…
Ülkemiz de erozyonla taşınan toprak miktarı yılda 500 milyon ton iken; Ormanların arttırılması, yapılan ağaçlandırma, erozyon kontrolü, bozuk orman alanlarının rehabilitasyonu, mera ıslahı, enerji ormanı tesisi çalışmaları ile tarım alanlarında sulama teknolojilerindeki gelişmeler vb çalışmalar sonucu taşınan toprak miktarı yılda yaklaşık 178 milyon tona inmiştir (EİE 2012).
Tarım Ve Mera Alanlarında Erozyon Azalıyor…
Tarım alanlarında son yıllarda hızla artan sulama tesisleri ile kuru tarım alanlarının suya kavuşturulması, açık sulamadan kapalı sulama sistemlerine geçilerek, suyun verimli kullanımına bağlı olarak daha az suyla daha geniş alanların sulanması, modern sulama teknikleri ile daha geniş alanlar bağlar, bahçeler çok yıllık bitkilerle kaplanmıştır. Minimum toprak işlemeli tarımın yaygınlaştırılması, ekonomik ve erozyon oluşturmayan modern sulama tekniklerine geçiş, arazi toplulaştırılması, teraslama, yeşil gübreleme, münavebe gibi önlemler ile tarım alanlarında erozyon giderek azalmaktadır.
Mera ıslah çalışmaları, yoğun otlatmaların azalması, bozuk meraların vasıf değişikliği yapılarak ağaçlandırılması, rüzgar perdelerinin oluşturulması, meralardaki erozyon tehdidine karşı teraslama çalışmaları meralardaki erozyonu azaltılmaktadır.
Erozyonla Mücadeleye Devam…
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planının 2012 yılı sonunda hedefler aşılarak bitirilmesini müteakip Ülke genelinde erozyona maruz bütün alanlarda daha etkin bir şekilde erozyonla mücadele etmek gayesiyle ilgili kurum ve kuruluşların katılımlarıyla 2013-2017 yıllarını kapsayan havza bazında ‘’Erozyonla mücadele eylem planı’’ hazırlanmıştır. Plan kapsamında 1.400.000 hektar alanda ağaçlandırma, rehabilitasyon, erozyon kontrolü ve mera ıslahı çalışmaları yapılacaktır.
Son yıllarda iklim değişikliğinin de etkisiyle sel ve taşkın olayında ve sıklığında artış gözlenmiştir. Sel ve taşkınların en önemli sebebi, havzanın üst kısımlarındaki su toplama bölgesinde toprak-su-bitki arasındaki tabii dengenin bozulmasıdır. Sel ve erozyonu önlemede en etkili ve kalıcı metot ise su toplama bölgesindeki bozulan tabii dengeyi yeniden tesis edecek tedbirlerin alınmasıdır. Yukarı havzalarda alınacak sel ve erozyon kontrol tedbirleri, suyun yüzeysel akışa geçerek sel ve taşkın oluşmasını engelleyecektir. Bu kapsamda Sel ve taşkınlarla mücadele gayesi ile 2013 – 2017 yıllarını kapsayan “Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı” hazırlanmıştır. Eylem Planı ile 4.155.000 hektar alanda sel ve erozyon önleme çalışmaları yapılacaktır.
Türkiye yarı kurak iklim özelliklerine ve düzensiz yağış rejimine sahip olduğu için,
suyun akarsular üzerinde kurulan baraj ve göletlerde depo¬lanması ve programlı bir şekilde hizmete sunulması gerekmektedir. Kurulan baraj ve göletlerde yağışlı dönemlerde biriktirilen suyun, kurak dönemlerde kullanıma sunulması sağlanmaktadır. Türkiye’de büyük emek ve paralar harcanarak tesis edilen baraj ve göletlerin ömrünü uzatmak, baraj ve göletlere erozyonla gelen rusubatı azaltmak, barajların ve su havzalarının korunmasını sağlamak gayesi ile 2013 – 2017 yıllarını kapsayan “Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı” hazırlanmıştır. Bu eylem planı ile 400 adet baraj ve gölet havzasında, ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve rehabilitas¬yon çalışmaları yapılacaktır. Bu faaliyetlerle su kalite¬sinin ve veriminin artması da sağlanmış olacaktır.
Bütün bu çalışmalarla, Ülke genelinde erozyona maruz alanlarda daha etkin bir şekilde erozyonla mücadeleye devam edilecektir.