14 Ağustos 2017 tarihinde Konya’da, 18 ülkeden 24 uzmanın katılımıyla başlayan 13’üncü Uluslararası Çölleşmeyle Mücadele Eğitimi teknik sunumların ardından, arazi gezileriyle devam ediyor.
İlk olarak Mevlana Müzesi’ne gerçekleştirilen kültürel gezi katılımcılar tarafından dikkat çekmiştir. Ardından, 2005 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi (KBB) tarafından kurulan Yazır Huzur Bahçesi’ne ziyaret yapılmıştır. KBB yetkilileri tarafından bahçeyle ilgili olarak her biri 150 m2’lik 1.200 adet huzur bahçesi olduğu, yaklaşık 265.000 m2’lik bir alanda kurulu olduğu, bahçelerin halkın yeşille buluşması ve tarımla uğraşarak stres atmalarını sağlamak için kullanıldığı ve yıllığı yaklaşık 275 TL’ye kiralandığı bilgisi verilmiştir.
Huzur Bahçesinin ardından yine KBB tarafından 2015 yılında kurulan Kelebekler Bahçesi’ne gidilmiştir. KBB yetkilileri tarafından katılımcılara, 7.600 m2 büyüklüğündeki vadinin yaklaşık olarak 1.600 m2 kelebek uçuş alanına sahip olduğu, hangi tür kelebeklerin hangi ülkelerden geldiği, sağlanan yaşam koşulları, büyüme şekilleri, beslenme ve yetişme koşulları hakkında genel bilgiler verilmiştir.
Daha sonrasında KBB tarafından 2010 yılında toplam 30.000 m2’lik alan üzerine kurulan birçok ağaç türünü barındıran ve iki büyük gölete sahip olan Japon Kyoto Parkı ziyareti gerçekleştirilmiştir. KBB Park Bahçeler Daire Başkanı Ceylanı KILIÇ tarafından katılımcılara park hakkında genel bilgiler verilmiştir.
Programın ikinci gününün son durağı, Konya Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı 3 tane işletme şefliğine ait 6 fidanlıktan biri olan Olcay Fidanlığı olmuştur. Fidanlığın, 2002 yılında 15 ha’lık bir alana kurulduğu, toplam bütçesinin 1 milyon 750 bin TL olduğu bilgisi verilmiştir. Konya Orman Bölge Müdür Yardımcısı ve Fidanlık Müdürü tarafından katılımcılara bilgi verilmiştir. 2017 yılında 80 farklı türde üretim yapılan Fidanlıkta üretilen fidanların % 70’i bu bölge müdürlüğüne bağlı diğer işletme şefliklerinde kullanılmak üzere, geri kalanı ise komşu işletmelere verilmektedir. Burada yetiştirilen fidanların kurak ve yarı kurak iklime elverişli olduğu, sulamada özellikle su kullanımını en aza indiren son teknolojilerin kullanıldığını vurgulanmış, tohum kaynakları, tohum ekimi ve fidan dikimi sezonları hakkında detaylı bilgiler verilerek, dikim sırasında kullanılan yeni yöntemler anlatılmıştır. Fidanlık Şefi Esra SOLMAZ tarafından tüplü ve kaplı fidan üretiminin anlatıldığı gezide, seçim aşamasında nelere dikkat edildiği ve yapılan analizler hakkında bilgi verdikten sonra, uygulamalı olarak fidan üretimi katılımcılara gösterilmiştir.
Eğitim Programının üçüncü gününde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Konya Karapınar Toprak, Su ve Çölleşme İle Mücadele Enstitüsü’ne gidilmiştir. Enstitü’nün 60 yıldan fazla bir süredir çölleşmeyle mücadele ettiğini belirterek sözlerine başlayan Ziraat Yüksek Mühendisi Necati Şimşekli, bölgede rüzgâr erozyonunun büyük bir sorun olduğunu, özellikle güney rüzgârlarının toprak yüzeyini kurutup toprak aşınmalarına sebep olduğunu vurgulamış, bölgenin genel özellikleri hakkında kısa bilgi vermiştir. Bölgedeki toprağın yüzde 70’inin kum, geri kalanının ise kil olduğunu ve organik madde bakımından da zayıf olduğunu dile getirerek, toprak yapısının karbonatlardan oluşmasından ve yeraltı suyunun çekilmesinden dolayı bölgede birçok obruğun bulunduğundan bahsetmiştir. 1960-1970 yılları arasından bölgenin rüzgâr erozyonundan dolayı oldukça mustarip olduğunu belirten Şimşekli, o yıllarda boşaltılma kararı alındığını, ancak daha sonra bölgeyi boşaltmak yerine, kalıp rüzgar erozyonuyla mücadele edilmesine karar verildiğini söylemiştir. Mücadele kapsamında ağaçlandırma, kamış perdeleri ve perdeler arasında otlandırma çalışmaları yapıldığını, bu önleme faaliyetlerinin başarılı olmasıyla birlikte tarımsal faaliyetlerin tekrar başlatıldığını, sahada yaklaşık 14 proje bulunduğunu ve artık bu sahalarda sürdürülebilir tarım faaliyetlerinin yapıldığını ifade etmiştir.
Enstitü’de verilen bilgilerden sonra, katılımcılara uygulama sahaları gezdirilmiş ve yetkililer tarafından detaylı bilgiler verilerek, katılımcıların soruları cevaplandırılmıştır.
Tohum ve çelik yöntemiyle lavanta üretimini yapıldığı sahalarda, temsili olarak lavanta dikimi yapılmış, lavanta bitkisi hakkında genel bilgiler verilmiş ve katılımcılar ile birlikte lavanta bitkisinin dikimi gerçekleştirilmiştir.
Daha sonra yol kenarında, 1,5 m yüksekliğe ve 1,5 m genişliğe kadar yayılabilen ve her daim yeşil kalan Atriplex (Tuz Çalısı) bitkisi hakkında bilgi verilmiş, toprağın yüzeyini çok iyi kapladığı için rüzgar erozyonu ile mücadele çalışmalarından kullanılan en etkili bitki türlerinden biri olduğu belirtilmiştir. Yağışın az olduğu, tuzun yoğun olduğu bölgelerde oldukça etkili olan bu bitkinin, ülkemize iyi uyum sağladığı dile getirilmiştir.
Karapınar uygulamam sahası içinde bulunan ve eskiyi hatırlatması için herhangi bir mücadele çalışmasını gerçekleşmediği Örnek Tepe adı verilen saha gezilmiş, bu bölgede bilinçli olarak mücadele çalışmasının yapılmadığı ve mücadele çalışmalarının ne kadar önemli olduğunun altı çizilmiştir. Bununla birlikte, köklerinin 4-5 m kadar derine inen ve toprağı nemli tutabilme özelliğine sahip aytemiz bitkisi hakkında bilgi verilmiştir.
Toprak, Su ve Çölleşme İle Mücadele Enstitüsünden ayrılarak, bir diğer saha olan UNSPED firmasının kurmuş olduğu çiftliğe ziyaret gerçekleştirilmiştir. Firma yetkilisi tarafından yapılan sunumda çiftçiliğin 2007 yılında 8000 ha alan üzerine kurulduğu, o zamanlarda bütün alanın rüzgâr erozyonundan dolayı hiçbir bitki örtüsüne sahip olmadığı, toprak yüzeyine bitki parçaları ve organik maddeler serilerek tarıma uygun hale getirildiği, toprağın tuzluluğa uyum sağladığı için ilk zamanlarda sadece arpa ve buğday ekiminin yapıldığı ancak, çok düşük miktarda hasat yapıldığı ifade edilmiştir. Bu çalışmanın kar amaçlı değil, toprağı tarıma elverişli hale getirerek çölleşmeyle mücadele etmek üzere yapıldığı, tarım alanlarında su kullanımını en aza indiren pivot ve su damlama sistemleri bilgisini vererek, bu uygulamalar saha üzerde katılımcılara gösterilmiştir. Aynı zamanda bu bölgede ürettikleri tarım bitkilerini kullanarak, kendi bünyelerinde yaptıkları hayvancılık faaliyetleri yerinde gezilmiş, katılımcılara bilgi verilerek buradaki program da tamamlanmıştır.
Akşama doğru, UNSPED çiftliğinden ayrılarak Programın geriye kalan bölümü için Mersin’e doğru yola çıkılmıştır.