01.09.2013 tarihinde, Genel Müdürümüz Hanifi AVCI, Genel Müdür Yardımcımız M.Mustafa GÖZÜKARA, Daire Başkanımız Mustafa COŞKUN, Trabzon Orman Bölge Müdürü Mustafa GEDİKLİLİ, Orman İşletme Müdürü Şaban BEKİRYAZICI ve Etüd ve Proje Başmühendisi Selahattin VELİOĞLU ile birlikte 19 Ağustos’ta Trabzon’da meydana gelen ve 2 can kaybının yaşandığı sel felaketinin olduğu Yomra Deresi havzasında incelemelerde bulundu.
Yomra Deresi havzasının belli bir kısmına yağan ani ve kuvvetli yağış neticesinde Yomra İlçesi Taşdelen Köyü ve civarındaki yerleşim ve tarım alanlarında 19.08.2013 günü sel, taşkın ve seyelan meydana gelmiştir. Yamacın üst tarafında stabil olmayan toprağın kayması sonucu, yamaç üzerinde bulunan kulübeyi de içine alarak harekete geçmiş ve kulübenin içinde bulunan 2 kişi hayatını kaybetmiştir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan radar sayısal tahmin verilerine göre 3 saat içerisinde metrekareye 32.8 kg yağış düştüğü bildirilmiştir. Ancak yerinde yapılan incelemelerde düşen yağışın radar değerlerinin çok üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Bu yağış neticesinde seyelan felaketi yaşanmış olduğu anlaşılmıştır.
Yörede devam eden yağışlarla birlikte heyelan ve seyelanın devam ettiği gözlenmiştir.
Genel Müdürümüz Hanifi AVCI, yerinde yapılan inceleme neticesinde;
Bölgede yaşanan felaketin asıl nedeni drenaj sorunu olduğundan öncelikle bir plan ve proje dahilinde drenaj sorununun çözülmesine ihtiyaç olduğu,
Tarım alanlarındaki yüzeysel suların belli mecralara kanalize edilerek drenajının sağlanması gerektiği,
Yeni yol yapımında heyelan ve seyelanın oluşumuna neden olacak çalışmalardan kaçınılması gerektiği,
Mevcut yollardaki hendekler, menfezler açık tutulmalıdır. Hendek olmayan kısımlarda ise yol şevleri korunacak şekilde dere mecralarına bağlanarak drenajının sağlanması,
Havzadaki yanlış arazi kullanımı neticesinde özellikle de eğimin yüzde yüzü geçtiği dik arazilerde saçak kök yapan fındık arazilerinin fazla olması felaketin büyümesinde etkili olmuştur. Bu nedenle mümkün olduğunca kazık kök sistemine sahip (ceviz, armut, ıhlamur, kestane, kızılağaç vb.) bitkilerle ağaçlandırma yoluna gidilmesi gerektiğini ifade etmiştir.