Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürü Hanifi Avcı, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Genel Müdür Yardımcısı Yunus Şeker ve ÇEM Genel Müdür Yardımcısı M. Mustafa Gözükara ile birlikte 27.04.2013 tarihinde Karapınar, Ereğli ve Aksaray’da yapılmış olan fidanlık, rüzgâr perdesi ve ağaçlandırma sahalarında incelemelerde bulundu.
|
|
|
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürü Hanifi Avcı, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Genel Müdür Yardımcısı Yunus Şeker ve ÇEM Genel Müdür Yardımcısı M. Mustafa Gözükara ile birlikte 27.04.2013 tarihinde Karapınar, Ereğli ve Aksaray’da yapılmış olan fidanlık, rüzgâr perdesi ve ağaçlandırma sahalarında incelemelerde bulundu.
|
Karapınar Meke Gölü etrafında yapılan ağaçlandırma sahalarında incelemelerde bulunulmuş, sahalarda yapılan çalışmalarda başarılı olunduğu görülmüştür.
Ereğli fidanlığında yapılan incelemelerde özellikle kurak ve yarı kurak alanlarda kullanılacak türlerin üretildiği ( bunların ağırlıklı olarak yapraklı türlerden meşe, badem, ebucehil çalısı, gladiçya, akçaağaç, dişbudak, ılgın, mahlep, ıhlamur, atkestanesi, alıç, akasya ayrıca ibreli türlerden de mavi servi, sedir vs.) görüldü. Bununla ilgili ÇEM Genel Müdürü Hanifi Avcı yetiştirilecek fidanların kurak ve yarı kurak alanlar için üretilmesi ve doğal yapraklı türlere önem verilmesi gerektiğini belitti.
Aksaray’da 2002 yılında tesis edilen kızılçam sahasında yapılan incelemede sahaya dikilen kızılçamların 2002 yılından 2013 yılına kadarki ekstrem iklim şartlarına uyum gösterdiği, sağlıklarının ve büyüme enerjilerinin çok iyi olduğu, sahaya karışık dikilen sedirlerin büyüme enerjilerinin ve büyüme adaptasyonlarının yeterli olmadığı, sahadaki şartlara uyum sağlamadığı tespit edildi. Yine sahada kullanılan mavi servilerin sağlıklarının ve büyüme enerjilerinin iyi olduğu tespit edildi. Çalışma alanındaki toprak muhafaza ve erozyonun kontrol altına alındığını ve yerleşim yeri etrafında da yeşil kuşak ağaçlandırmalarına hizmet ettiğini belirten ÇEM Genel Müdürü Hanifi AVCI emeği geçen herkese teşekkür etti. Bu anlamda özellikle Orta Anadolu’da kızılçamın orijinine dikkat edildiği takdirde yapılan çalışmalarda başarılı sonuçlar alındığının daha önceki çalışmalardan da görüldüğünü ve bundan sonra yapılacak çalışmalarda bu husussa dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.