Tarım ve Orman Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Sayın Nurettin TAŞ "5 Aralık Dünya Toprak Günü" dolayısıyla yayınladığı mesajında, "Hayat kaynağımız olan toprağımızı koruyalım" dedi.
İklim değişikliği ve insan etkilerine bağlı olarak arazi bozulumu, kuraklık, çölleşme ve verim kaybının dünyamızda açlık, kıtlık, göç, işsizlik, yoksulluk, savaş ve istikrarsızlıklara yol açtığını "Çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklığın dünyada bir milyarın üzerinde insanı doğrudan etkileyen, ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel açıdan olumsuzlukların sebebi olan "sessiz felaket olduğunu'' belirtti.
Genel Müdürümüz Nurettin TAŞ, 2015 yılı ülkelerin ortak hareket etme kararlılığını ortaya koymaları açısından bir dönüm noktası olmuştur. Zira Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde, 17 adet küresel sürdürülebilir kalkınma hedefi kabul edilmiştir. Bunlardan bir tanesi ve belki de topraklarımızı korumaya yönelik en önemlisi "Kara ekosistemlerinin korunması, iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımının teşvik edilmesi, sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele, arazi bozulumunun durdurulması, geriye çevrilmesi ve biyolojik çeşitlilik kaybının durdurulması" maksadıyla kabul edilen "Arazi Tahribatının Dengelendiği" bir Dünya'ya ulaşma hedefidir.
Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinin hemen ardından, ülkemizin ev sahipliği yaptığı 12. Çölleşme ile Mücadele Taraflar Konferansı, bu hedefe yönelik önemli kararların alındığı bir Konferans olarak tarihe geçmiştir. Bugün itibariyle, 118 ülke Ulusal Arazi Tahribatı Dengeleme hedeflerini belirleyeceği konusunda gönüllülüğünü ortaya koymuştur. Ülkelerin toprakları korumaya yönelik topyekûn aldığı bu karar, aslında Dünyamız ve gelecek nesiller için hala umut olduğunun en önemli kanıtıdır.
Türkiye gerek sahip olduğu farklı iklim ve toprak özellikleri, gerekse topografik yapısı sebebiyle çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Anadolu coğrafyası ayrıca coğrafi konumu itibariyle Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birleştiği stratejik bir konumda bulunması hasebiyle binlerce yıl boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve dünya üzerinde ilk tarım uygulamalarının gerçekleştirildiği bölgelerin başında gelmiştir.
Erozyonun sebeplerini incelediklerinde insan faktörünün ön plana çıktığını belirten Nurettin TAŞ, "Ülkemizin coğrafi konumu, topografik yapısı, iklim şartları ve arazi kullanımı erozyonu hızlandırmakta ve mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Toprakların korunması, tabii kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve gıda güvenliğinin sağlanması için ülkesel ölçekte çölleşme ve erozyonla mücadele edilmesi zorunlu" dedi.
Ülke genelinde çölleşme ve erozyonun önlenebilmesi için birçok eylem planı, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, sel kontrolü, maden sahalarının rehabilitasyonu, heyelan ve çığ kontrolü projeleri ile eğitim amaçlı model projeler gerçekleştiriyoruz". Türkiye'deki çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmalarının Birleşmiş Milletler tarafından diğer ülkelere örnek gösterildiğini söyledi.
2019 yılında Cumhurbaşkanımız tarafından 11 Kasım "Milli Ağaçlandırma Günü" ilan edildi. Tüm ülke toprağımızı korumak, geleceğe nefes olmak için fidan dikim alanlarında buluştuk. Son 14 yılda yaklaşık 4 milyon hektar alanda, ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon çalışması yapılarak milyarlarca fidan toprakla buluşturuldu.
Ülke olarak hedefimiz 2023 yılına kadar dünya nüfusu kadar yani 7 milyar fidanı toprakla buluşturmaktır. Bu çalışmaları daha da ileri götürmek ve daha planlı çalışmak gayesi ile Erozyonla Mücadele Eylem Planı, Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı, Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı ve Maden Sahaları Rehabilitasyon Eylem Planları yürürlüğe konularak başarı ile tamamlandı.
Toprak verileri tüm çalışmalarında önemli bir unsur olması nedeni ile ÇEM Genel Müdürlüğü olarak Orman arazileri için Toprak Bilgi Sistemini kurduk.
1970'li yıllarda erozyonla taşınana toprak miktarı 500 milyon ton/yıl iken, günümüzde yapılan çalışmalarla bu miktar 140 milyon ton/yıla düşürülmüştür. Hedefimiz 2023 yılına kadar erozyonla kaybolan toprak miktarını 130 milyon ton/yıla düşürmektir.
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü olarak "Toprak Özümüz Korumak Sözümüz" olduğunu, çölleşme ve erozyon ile mücadelede dünyada önder ülke olma rolünü devam ettirmek için canla başla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu vesileyle "Dünya Toprak Gününü" gönülden tebrik ediyor ve uğruna milyonlarca şehit verdiğimiz, yaşam kaynağımız toprağa herkesin sahip çıkmasını canı gönülden temenni ediyorum, dedi.